Atatürk'ü Anma Töreni, 10 Kasım 2014

Gökhan Çetinsaya
Başbakanlık Başmüşaviri (6 Kasım 2014) Yükseköğretim Kurumu Eski Başkanı (12 Aralık 2011 - 6 Kasım 2014)
Monday, November 10, 2014 - 10:30

"Medeniyet ancak ilim ve fen ile olur."

Mustafa Kemal Atatürk'ü sevgiyle andığımız bugün de Medeniyet fikri üzerinde durmak ve bunu Türk Modernleşmesi içeresindeki izlerini aramak istedim. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri'nden bazı cümleler ve satırlar okuyacağım:

"Efendiler milletimizin hedefi, milletimizin mefkûre bütün cihanda tam manasıyla medeni bir heyet-i içtimaiye olmaktır. Medeniyet yolunda yürümek ve muvaffak olmak şart-ı hayatttır. Bu yol üzerinde tevakkuf edenler veyahut bu yol üzerinde ileri değil, geriye bakmak cehil ve gafletinde bulunanlar medeniyet-i umumiyenin huruşan seli altında boğulmaya mahkumdurlar."

Yine hepimizin bildiği bir sözü "Dünyada her şey için medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. Medeni olacağız, bununla iftihar edeceğiz. Bütün Türk ve İslam alemine bakınız. Zihinleri medeniyetin emrettiği şümul ve tealiye uyamadıklarından ne büyük felaketler ne ıstıraplar içindedirler. İleri gitmeye mecburuz. Medeniyet öyle kuvvetli bir ateştir ki ona bigâne kalanları yakar, mahveder." Yine başka bir satır, "Efendiler, medeni olmayan insanlar medeni olanların ayakları altında kalmaya maruzdurlar." Bir başka ifadesi, "Memleketler muhteliftir, fakat medeniyet birdir. Bir milletin terakkisi için de bu yegâne medeniyete iştirak etmesi lazımdır."

Bu sözler bizi bir yönüyle, Tanzimat'tan Meşrutiyet'e doğru evrilen ordan Cumhuriyet'e doğru evrilen son dönem Osmanlı ve erken dönem Cumhuriyet Türkiye'sinin düşünce hayatında izlerini bulabileceğimiz düşüncelere götürüyor. Bir medeniyet tasavvuruna, bir medeniyet fikrine götürüyor.